GEDERET MAHALLEMİZİ TANIYALIM
Konya İli Bozkır İlçesine Bağlı Dereiçi
Kasabasının ismi 1960 yılında Devlet tarafından kanunla değiştirilmiştir. Kasabanın
eski ismi "GEDERET" tir. GEDERET kelimesinin etimolojik yapısı
incelendiği zaman şu görüşler ileri sürülmüştür.
GEDERET: Gidarat Arapça devlet giderleri
GEDERET: Kudret yani güç kuvvet
GEDERET: Kahretmek yani gahredenler, yazık
edenler
GEDERET: Giderekten yani gide gide
GEDERET: Rumca "in önü" anlamına
geldiği de söyleniyor.
Yukarıda özet olarak verdiğimiz anlamlar içinde
Kudretliler anlamı genellikle kabul görmüştür.
Kasabamızda mevcut mahalle isimleri Türk
Tarihinde bir devri yansıtmaktadır.
Sipahiler: Osmanlı Devletinde atlı askerler.
Celaliler: Osmanlı Devletine başkaldıran Türk
efeler.
Seyitler: Osmanlı halkının terbiyesiyle uğraşan
ve kendilerini Hz. Peygamberin soyuna dayanan bir grup.
Mevki isimleri; Giremez, Kapan Mezarı,
Bahçearası, Aydınlar, GEDERET, Kula, Erenler, Bük, Yazı, Sınat, vb.
Kasaba Eski kervan Yolu olan Anamur,
Ermenek, Hadim, Bozkır, Seydişehir, Beyşehir yolu üzerindedir. Göksu ırmağı
üzerinde bulunan ve bu yolun geçtiği tarihi köprü Şaban Köprüsü olarak
bilinmekte ve günümüzde de hala hizmet vermektedir.
Konaklama amacıyla eskiden beri gelen
kimselerin kalması amacıyla her mahallede bir tane misafir odası vardır. Bu odalara
gelen misafirler kim olursa olsun ağırlanır, yiyecekleri verilir, yatacakları
ve yakacakları temin edilir, hayvanlarına da saman verilir ve bütün bu işler
içinse herhangi bir ücret alınmazdı. 40-45 Sene öncecesine kadar bu hizmetler
devam etmiş, Halen mahallelerde bu odalar mevcut olup köyümüze gelip-gidenlerin
hizmetindedir. Köyümüze gelip-gidenler günü birlik gelip-gittikleri için bu
odalar kullanılmamaktadır.
Dereiçi (Gederet) Beylikler devrinde Karaman oğlu beyliği
zamanında ve Osmanlı devleti zamanında var olan bir yerleşim yeridir. Beldenin
tam ortasında tarihi bir cami bulunmaktadır. Duvarları taştan üst çatısı ahşap
ve topraktan tarihi bir eserdir. İçinde ahşap oymanın çok çeşitli desenleri ve
örnekleri mevcuttur. Ne yazık ki köylüler tarafından 1974 yılında tamir edilmiş
aslı bozulmuştur.
Her yerde olduğu gibi Dereiçi (Gederet) halkı da dış göç
vermiş bir kasabadır. Karaman, Çumra, Aydın, İzmir, İstanbul, ve ülkemizin
diğer yerlerine hatta yurtdışına göçler olmuştur. Çumra, Güneysınır, Akören,
Bozkır’ın birçok köylerinde muhakkak Gederet asıllı kişiler ve sülaleler
bulursunuz.
Dereiçi (Gederet) kasabasının yüzölçümü aşağı yaylalar ve köy
toplamı yaklaşık 160 km2, Yukarı yayla (buzyeri) 40 km2 Toplam 200 km2 dır.
Arazi çok dağlıktır. Modern tarıma elverişli alan çok az alan vardır. Ama buna
rağmen insanları çalışkandır. Traktörün girmediği alanları insan ve hayvan
gücüyle işleyerek buğday, arpa, mercimek, burçak vb ürünler yetiştirmekte, başkasına
muhtaç olmadan yaşamaya çalışmaktadır.
Kasabada bağcılık yaklaşık olarak 1000 ile 1200 yıllık
geçmişi olan bir uğraş türüdür. Gederetliler Anadolu’ya gelmeden öncede eski
medeniyetler tarafından Göksu nehrinin kenarında bağcılık ve diğer tarım faaliyetleri
olmaktadır. Bu gelenek hala devam etmekte en az 10 çeşit farklı üzüm çeşidi
yetiştirilmektedir. Üzümden sofralık üzüm, kuru üzüm ve pekmez yapılmaktadır.
Sebze yetiştiriciliği dar dere kenarlarında yapılmakta, Patates,
soğan, marul, şalgam, domates, biber, patlıcan, havuç vb sebzeler
üretilmektedir. Ancak Bağbaşı barajı bu alanların çoğunu su altında bırakmıştır.
Yağış rejimi Akdeniz ikliminin batı kesiminin yüksek yeri
iklimidir. Kışları yağışlı, yazları kurak geçer.
Doğal bitki örtüsü olarak ardıç türü (üç çeşit), karaçam, ladin,
katran, diken ardıcı, meşe, çitlenbik (çırtlık) Karağaç, giyecek, şimşir, dişbudak
vb ağaçlar mevcuttur. Bitki örtüsü bakımından çok zengindir. Toros dağlarına
has her çeşit bitki örüsü bulunmaktadır.
Şu anda meyve ağacı olarak elma, armut, erik, kiraz, vişne, şeftali,
kayısı gibi ağaçlar mevcuttur. Her yıl gittikçe çoğalmaktadır.
Dereiçi (Gederet) yaklaşık 800
yıllık bir yerleşim yeridir. Etrafta bulunan yörük obaları bir araya gelerek şu
anda bulunan yere yerleşmişlerdir. İlk kurulduğu zaman 12 ev bulunan kasabanın kuruluş
yerinin seçimi o zamanki şartlara göre çok stratejik bir yerdedir. Doğudan
batıya kuzey tarafı komple Göksu kalyonlarıyla çevrili bulunan kasaba eski
dönemlerde özellikle kuzeyden gelecek düşman saldırılarına karşı doğal koruma
sağlamaktadır.
İçerisinde birçok mağara düden, kandak gibi oluşumları
barındıran Göksu kalyonu, yarısı Bağbaşı barajına su tutulmasıyla sular altında
kalmasına rağmen Muhteşem manzarasıyla Turizmcilerin, mağaracıların ve diğer
doğa sporcularının muhakkak görmeleri gereken bir yerdir.
Kaynak:Derleme